Merhaba arkadaşlar, sevgili komşum Hatice ablamın bana okuduğu bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum. Çok anlamlı ve güzel sözlerin olduğu bu yazının kaynağını bilmiyoruz yani bir kitaptan alıntı mı yoksa bir arkadaşı mı yazdı bilinmiyor... Neyse size yazıyı aynen aktarıyorum, eminim sizler de beğeneceksiniz, yazının içinde günlük yaşantımızda farketmediğimiz yada farkedemediğimiz olaylar var...
Hadi, farketme zamanımız geldi, buyrun bakalım :D
FARKINDA OLMALI İNSAN...
Kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı, farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli...
Anne karnına sığarken neden dünyaya sığmadığımızı ve en sonunda bir metrekarelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağımızı fark etmeli...
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli...
Henüz bebekken dünya benim dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, ölürken aynı avuçların herşeyi bırakıp gidiyorum dercesine apaçık kaldığını ve kefenin cebi olmadığını farketmeli...
Azrailin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsan öyle öleceğini fark etmeli insan ve ölmeden ölebilmeli insan...
Hayvanların yolda,kaldırımda, çöplükte amakendisiningüzel hazırlanmış mükemmel bir sofrada yemek yediğini fark etmeli...
Eşref-i mahlükat yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı...
Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli...
Evinde dört kedi iki köpek beslediği halde çocuk sahi bi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli...
Eşine "Seni Seviyorum" demenin mutluluk yolunda müthiş gücünü fark etmeli...
Dolabında 25 gömleğin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli...
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarının yemekte gizlendiğini fark etmeli...
Annesinden doğarken tertemiz aldığı gırtlağını, 60-70 yıl sonra sigara yüzünden Azraile soba borusu gibi teslim etmenin emanete hıyanet sayılacağını fark etmeli...
63 yıllık ömründe hiç karnı doymayan bir peygamberin ümmeti olarak, aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli...
Fark etmeli artık fark etmeli,
ömür dediğin üç gündür,
dün geldi geçti,
yarın meçhuldür,
o halde ömür dediğin bir gündür,
o da bu gündür...
Sevgiyle kalın canlarım...
Dip not: Arkadaşlar, bu yazı eğerbir kitaptan alıntıysa bilmek isterim, bilenler söylesin canlarım...
Fotoğraf buradan alıntıdır...
Bu yazıyı çok beğendim. malesef yaşarken farkında olamıyor insan başına birşeyler geldiğinde farkındalıkları artıyor. Ara ara bu yazıyı okumak gerek:)
YanıtlaSil