Merhaba arkadaşlar, bayağı bir koşturmacadan, yoğunluktan sonra bu saatte nihayet oturup yazımı yazabiliyorum. Oğluşum ve eşim rahatsız olduklarından bugün izinliler ve evdeler :D Sevgili oğluşum hasta oldu, bugün ve yarın kreşe göndermeyeceğim tahliller, röntgenler sonunda doktoru zatürre olduğunu söyledi, neyse ki şiddetli değil ya da oğluşum belli etmiyor bilemiyorum artık. Gerçi bugün ilaçtan mıdır bilemiyorum iki kere uyudu, bayağı dinlendi maşşallah. İlaçlarını da düzenli alıyor yanında takviyeler de veriyorum, inş. iki güne düzelir oğluşum, canım benim, seni çok seviyorum... Bence çocuklar hasta olmasın hemen süzülüyorlar, onlar süzüldükçe annelerin içi gidiyor...
Eşim de dişinden muzdarip garibim, bi implant yaptırdı hala da ağrısı sızısı oluyor. Bugün de kontrole gitti yine, 3 dikiş atmışlar, bir geldi eve konuşamıyor yine, geçmiş olsun kocacım.... Bu arada başlığı attım diğer problemlerden konuya giriş yapamadım yahu :P
Sevgili eşim geçen sene gidip bu sene dönmüş, toplam 7 ay yurtdışına görevli gitmişti. Gittiği yer öyle ne yakın bir ülke ne de medeniyet görmüş bir yer... Gittiği ülke Fiji Adaları... Hiç duydunuz mu ya da gördünüz mü böyle bir ülke bilemiyorum ama biz birebir yaşadık :D Fiji Adaları, dünyanın tam diğer ucunda bir ada takımı, uçakla kesintisiz 24 saatte, toplamda indisi bindisiyle 36 saatte gidiliyor, şaka gibi. Ülkemiz ile saat farkı ise 11 saat, yaz saati uygulamasına geçince 9 saat oluyor. Oraya Türkiye adına bir köye mikro hidroelektrik santrali yaptılar ve o ekibin başındaydı eşim. Düşünsenize bir ülkede uzak köy ve çoğu adasında elektrik yok ve oraya elektrik götürdüler. Biz elektriksiz yaşam nedir bilemediğimiz için "nasıl yani, elektriksiz bir ülkede nasıl yaşanır" diye düşünürüz... Kendisiyle gurur duyuyorum, her ne kadar böyle bir işi başarıyla
bitirip geldiği halde bir kuru teşekkür bile gelmedi iş yerinden. Ama Enerji Bakanlığı Basın Müşavirliği sayesinde Akşam Gazetesi bu olayı manşet yapıp, harika bir başlıkla verdi haberi, ayrıca iç sayfasında da yer verdi... Bir
kez daha gururlandım, teşekkür ederiz yardımcı olanlardan...
Eşim o kadar çok sevdi ki bu ülkeyi, sık sık "oraya taşınsak mı?"diye sordu, çok sıcak kanlı, eğlenmeyi ve eğlenceyi bilen, temiz yürekli, dedikodunun, üçkağıdın, kurnazlığın olmadığı, örf, adetleri olan, birbirlerine saygı duyan insanların olduğunu söyleyip duruyor, orada görüştüğü arkadaşları var hala, selam gelir bana... Sağolsunlar oradaki bayanlar bana o kadar çok şeyler göndermişler ki hem hiçbir şeyleri yok hem de hediye gönderiyorlar, ne kadar güzel, ne kadar temiz yürekli insanlar... "Siz bize elektrik getirdiniz, bu da evinize, eşinize" diyerek neler yapmışlar, bir çoğu da el emekleri (ki ben buna her zaman saygı duyar ve değer veririm :D)... Eşim 6 ay kaldı, işini bitirdi geldi yaklaşık 20 gün sonra tekrar gitmek zorunda kaldı. Ben de dünyanın öbür ucuna el emeklerimden kullanabilecekleri bir şürü eşyalar hazırladım, valize sığacak şekilde dizayn ettim ve eşimle gönderdim, orada fotoğraflarını da çekmiş, hepsi de güzleryüzlü insanlar, inşallah hep böyle mutlu olursunuz...
Neyse lafı çok uzattım gerçi anlatacak o kadar çok şey var ki, şimdilik bu kadar. Bir de eşimin getirdiklerini fotoğraflamam gerekirdi aslında, neyse onun içinde ayrı bir post yaparım inşallah.
Sevgiyle kalın canlarım...
Sevgiyle kalın canlarım...
Acaba elektriğin gitmesi onlar için iyi mi oldu kötü mü ? Aklıma elektrik ve elektriğin getirdikleri geldi.Masum dünyalarının kirlenmesine bir adım attılar galiba :(
YanıtlaSilAma elektrik bir yerde de lazım .ne de olsa hazıra alıştık...
Onların gönderdiklerini çok merak ettim ...
oğlunuz ve eşiniz için çok geçmiş olsun.yazınızı okudum gurur duydum böyle bir eşe sahip olmanızdan.ne yazık ki değerlere gereken özen gösterilmiyor.sevgilerimle
YanıtlaSilEşini mesleğindeki başarısı ve ahşap işlerindeki mahareti nedeniyle kutluyorum. Senin içinde çok gurur verici değil mi? Ne güzel:))
YanıtlaSilCanım benim gururlanılacak kadar güzel bir şey bu bizler bile emeklerimizden ötürü teşekküre nasıl seviniyoruz ,Eşin nasıl sevinmesin ortalığı aydınlatmışlar var mı ötesi:))
YanıtlaSilarmağanlaşmanız da süper ince ruhlu canım benim sevgiler öpüyorum
Merhaba,
YanıtlaSilEşinize ve oğlunuza acil şifalar. Yaptıklarınız çok güzel ellerinize sağlık :)Sizi Takipteyim.
Düşlerimden inciler, ben de ilk önce onu düşündüm, keşke gitmese onlar da güzel ve doğal hayatlarına devam etseler diye :D Neyse elektriksiz de olmuyor :D Başka bir post hazırlayacağım hediyelerle ilgili, Teşekkürler
YanıtlaSilSerpil ablacım ve Nedret ablacım güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim kızlar...
Örgü çantam kocaman kocaman teşekkür ediyorum canım benim...
Yadigar olam hoşgeldiniz öncelikle, güzel düşünceleriniz için de teşekkürler...
Eşinize de oğlunuza da çok geçmiş olsun. Acil şifalar dilerim.
YanıtlaSilAyrıca inanın çok gurur duydum. Gönülden tebrik ediyorum.
Öncelikle geçmiş olsun diyorum. Bir meslekte manevi tatmin her şeyden önemli. Başarınız kazandığınız paradan çok üstesinden geldiğiniz zorluklarla ölçülmeli ve eşinizin başarısında sizin desteğinizin en önemli katkıyı sağlayan şey olduğunu düşünüyorum. Bence eşiniz çok şanslı onun başarısıyla bu kadar mutlu olan ve kendi sıkıntılarını yok sayan bir eşe sahip olduğu için. Sevgiler...
YanıtlaSilEşinizede oğlunuzada geçmiş olsun.Umarım tez zamanda düzelirler.
YanıtlaSilEşinizide tebrik ediyorum.Ne mutlu size
Güzel dilekleriniz için öncelikle yorumlayanlara ve tabiki bu postu yazan, beni sevindiren eşime çok teşekkür ederim. Uzun süren, doğayla savaş sebebiyle çok yorucu ve yıpratıcı bir görevdi. İş çok zor olmasına rağmen bu işi 3 sebepten dolayı kabul etmiştim.
YanıtlaSilBirincisi; Çinli ve Japon firmalar sahanın tehlikeli olması sebebiyle projeden kaçtıklarını duymam. Türklük damarım kabardı desem yalan olmaz, ne yapıp edip bu projeyi bitirmeliydim.
İkincisi; Buca’da 1950’li yıllarda yaşayan bir halk ozanının yazdığı şiirinde ‘Gün gelecek bu köyde sular musluklardan, evlerinizin içinden akacak. Köyün içerisinde rahatça yürüyebileceğiniz taş yollarınız olacak. Köyünüze elektrik gelecek, her yer aydınlanacak’ demiş. Yaklaşık elli sene sonra köyde hükümet tarafından yol ve su çalışması yapılmasının hemen ardından bizi gören köylüler şok içindeydiler. Bizi yere göğe sığdıramadılar. Öyle bir beklenti içindeydiler ki, düşünsenize 50 yıldır hikaye dedikleri kehanet gerçekleşmek üzereydi.
Üçüncüsü; öyle iyi, yardımsever, huzurlu, mutlu insanlar ki, onların gözlerindeki ışıltıyı söndürmek olmazdı.
Bizimle gece-gündüz çok ağır şartlarda çalıştılar. O tropik yağmurda çamurda, balta girmemiş ormandan beter ayak basacak yeri olmayan arazide öf demeden yüzlerce kiloluk malzemeleri yüzlerce metre ellerinde taşıdılar.
Elektriğin bizim için önemini bir düşünün, yiyeceklerini saklayamıyorlar, bırakın gerisini, sırf bu sebeple değmez mi?
Çok yer gezdim, hep Türkiye gibisi yok derdim, ta ki Fiji'yi görene, orada o insanlarla beraber yaşayıp, beraber zorluklara göğüs gerene kadar. Kısmet, belli mi olur tekrar gideriz inşallah.
Bu arada, insanlar elektriğin olmaması sebebiyle akşamları bazı evlerde ve köy odasında toplanıp, görüş alışverişinde bulunmakta, eğlenmekteydi, dostlukları kuvvetliydi.
Elektrik geldikten sonra ilk göze çarpan, insanların daha az kişiyle farklı evlerde toplanıp, o eski birliktelik geleneğinden uzaklaşmalarıydı. Onlara bundan bahsetmiştim, zamanla TV dizileri falan da girer araya, birbirinizi göremez olursunuz demiştim. Umarım köklerinden çok fazla uzaklaşmazlar.
Haklarını ödeyemem, evimden ve ailemden ayrı geçen süre zarfında, benim ve ekibim için, bu proje için çok katkıları oldu, Allah binlerce kere razı olsun.
Hepinize selam ve saygılarımla.
Sibel'in eşi, Yiğit'in babası, ahşap kesimiyle de uğraşan bendeniz; Murat :)
Emeğinize, yüreğinize sağlık. İnşaallah medeniyet onlara medeniyetsizliği getirmez bizde olduğu gibi.
YanıtlaSil